İçeriğe geç

Göz yanması hangi hastalığın belirtisidir ?

Göz Yanması Hangi Hastalığın Belirtisidir? Modern İktidarın Görme Krizi

Göz yanması, tıpta genellikle alerji, enfeksiyon ya da çevresel etkilerle açıklanır. Ancak bir siyaset bilimci için göz yanması yalnızca fizyolojik bir belirti değildir; aynı zamanda bir iktidar metaforudur. Çünkü görmek, siyasal anlamda bilmek ve fark etmekle eşdeğerdir. Eğer göz yanıyorsa, bu yalnızca tozdan değil, toplumsal gerçeklerin yakıcılığından da olabilir.

Peki, modern vatandaşın gözü neden yanıyor? Görmek artık neden bu kadar acı verici?

İktidarın Görsel Alanı: Göz ve Denetim Arasındaki Bağ

İktidar, Foucault’nun tanımıyla, sadece yasalarla değil, bakışın düzeniyle de işler. Göz, hem gören hem de denetlenen bir organdır. Göz yanması bu yüzden, yalnızca fiziksel bir tahriş değil, iktidarın bakışına maruz kalmanın bedensel bir sonucudur.

Vatandaş, sürekli izlenen, sürekli gözetlenen bir sistemin içindedir. Kamera, medya, sosyal ağlar… Hepsi “görmek” eylemini bir iktidar aracına dönüştürür. Göz yanar, çünkü birey artık yalnızca bakan değil, aynı zamanda bakılmaya mecbur bırakılmıştır.

Peki bu durumda “görmek” bir özgürlük mü, yoksa yeni bir denetim biçimi midir?

Kurumlar ve Görsel İtaat Kültürü

Modern kurumlar –okul, hastane, medya, hatta sosyal medya platformları– bireyi “görmeye zorlar.” Bu zorunluluk, tıpkı parlak bir ekrana uzun süre bakmak gibi, sonunda gözde yanma yaratır.

Göz yanması burada, kurumların dayattığı görsel rejimin bir yan etkisidir. Vatandaş, sürekli bilgiye maruz kalır ama bu bilgi çoğu zaman ideolojik filtrelerden geçmiştir. İdeolojik ışık fazla parlak olduğunda, göz kamaşır.

Bu anlamda, göz yanması bir farkındalık sancısıdır — gerçeği görmenin acısıdır.

İdeolojinin Görme Bozukluğu: Hakikat mi, Manipülasyon mu?

İdeoloji, bireye neyi görmesi, neyi görmezden gelmesi gerektiğini öğretir. Göz yanması, bu yönlendirilmiş görüşün bedensel ifadesidir.

Bir medya manşeti, bir siyasi liderin söylemi ya da bir reklamdaki parlayan umut — hepsi gözümüze giren “parlak” ama yakıcı ışıklardır. İdeolojik göz yanması, gerçeğin değil, kurgulanmış bir düzenin sürekli parlatılmasından doğar.

Peki biz ne zamandan beri ışığın değil, gölgenin içinde daha net gördüğümüzü unuttuk?

Erkeklerin Stratejik Bakışı, Kadınların Katılımcı Görüşü

Toplumsal cinsiyet perspektifinden bakıldığında, erkeklerin bakışı genellikle stratejik ve güç odaklıdır. Erkek, görmek ister çünkü bilmek iktidar demektir. Bu yüzden göz, onun için bir hakimiyet aracıdır.

Kadınların bakışı ise çoğu zaman katılımcı, ilişkisel ve demokratiktir. Kadın görmek için değil, anlamak için bakar.

Göz yanması burada, iki farklı görme biçiminin çatıştığı noktada ortaya çıkar. Erkek bakışı dünyayı sahiplenmek ister; kadın bakışı ise onu dönüştürmek.

Bu durumda, göz yanması belki de toplumsal cinsiyetlerin farklı “görme ahlaklarının” çarpışma yeridir.

Vatandaşlık ve Görsel Yorgunluk

Bugünün vatandaşı, sürekli ekranlara bakan, sürekli gündemleri takip eden, her politik olayı görmeye mecbur kalan bir özneye dönüşmüştür. Bu durum “görsel yorgunluk” olarak adlandırılabilir.

Vatandaş artık yalnızca düşünen değil, sürekli izleyen bir varlıktır.

Göz yanması, bu aşırı maruziyetin bedensel sonucudur.

Ama belki de bu yanma, gözün yeniden “gerçeği arama” çabasının bir işaretidir. Çünkü yanmak, hâlâ hissedebildiğimiz anlamına gelir.

Göz Yanmasının Politik Yorumu: Aydınlanma mı, Körleşme mi?

Aydınlanma çağından bu yana “görmek”, bilginin metaforu olmuştur. Fakat her ışık aydınlatmaz; bazıları kör eder.

Göz yanması, bu ikilemin bedenle buluştuğu noktadır: Aydınlanmanın getirdiği fazlalık, bir tür siyasal fotofobiye yol açmıştır.

Vatandaş artık bilgiye değil, ışık kirliliğine maruz kalmaktadır.

Bu durumda sorulması gereken asıl soru şudur: Gözümüz mü yanıyor, yoksa ideolojinin parıltısı mı yakıyor bizi?

Sonuç: Görmek Cesaret İster

Göz yanması, sadece bir hastalığın değil, bir çağın belirtisidir. Modern iktidar, bireyin gözünden içeri girer; kurumlar, ideolojiler ve medya aracılığıyla görme biçimlerimizi biçimlendirir.

Erkek stratejik bakışıyla hâkimiyet kurmaya çalışırken, kadın katılımcı bakışıyla o düzeni yumuşatır.

Ama her iki durumda da göz, hem görür hem yanar.

Çünkü hakikati görmek hiçbir zaman kolay olmamıştır.

Etiketler: #iktidar #kurumlar #ideoloji #vatandaşlık #toplumsaldüzen #siyasetbilimi #görmek #bedenpolitikası

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

şişli escort ankara escort
Sitemap
holiganbetholiganbetcasibomcasibombetci